Sırbistan



Sırbistan'ın keşfedilmemiş bir mücevher olduğunu söylersek abartmış olmayız. Balkan milleti, hem ideolojik hem de coğrafi anlamda doğunun batı ile buluştuğu bir ülkedir. Her ikisinin de en iyisini ve en kötüsünü muhteşem aşındırıcı bir kokteylde harmanlıyor. Sırbistan, huzur ve gürültü, barış ve çatışma, ruh ve bilim ülkesidir.

National Geographic tarafından gece hayatıyla en iyi 10 şehirden biri olarak adlandırılan Sırbistan'ın başkenti Belgrad, çok sayıda kentsel cazibeye ev sahipliği yapıyor. Başkentin canlılığı, 1. yüzyıldan kalma heybetli bir kale olan Kalemegdan gibi çok sayıda tarihi mekanın altında yatmaktadır. Belgrad, Tuna ve Sava nehirlerinin kesiştiği noktada, 19. Yüzyıldan, Art Nouveau yapılara kadar eski ve yeni tarzların karışımı olan bir noktada bulunuyor.


 Et severler burada kendi özlerinde dönecek ve bölgenin hiçbir yerinde bu kadar etli ızgara bulamazsınız. Sırbistan'da yiyecekler günlük yaşamın içine yerleşmiştir ve yemek saatleri Batı'da yapıldığı gibi sadece beslenme odaklı faaliyetler değildir. Tabağınızda yiyecek bırakmayı hayal etmeyin, çünkü tabak tamamen temizlenene kadar yemek bitmez.


 Sırp manzarasını bu kadar çeşitli yapan şey, nispeten küçük bir coğrafi alanda birbirine yakın bulunan çeşitli doğal özellikleridir. Devasa dağlar, ovalar, bir dizi akarsu ve sakin nehirler ile ılıman ormanlık manzaralar, dik kanyonlar ve geçitler, büyüleyici mağaralar ve Romalılar çağından beri şifa amaçlı kullanılan kaplıcalar görmek mümkündür. 

Sırbistan'da, canlı,cazibeli kent merkezlerinden, muhteşem kırsal bölgeleri çevreleyen sakin ve huzurlu kasaba ve köylere kadar herkes için bir şeyler mevcut. Balkanlar'daki en ucuz destinasyonlardan biri olarak da bilinir, bu nedenle bölgeye bir gezi planlıyorsanız, Sırbistan görülmeye değer. Ne yaparsanız yapın, Sırbistan’dan sık sık rahatsızlık veren geçmişinden dolayı vazgeçmeyin. Zaman değişti ve burası kaçırılmaması gereken bir yer.